Gerçekten, hak, hukuk, adalet ve eşitlik istiyorsanız davranışlarınız da bunu desteklemelidir.
Konu kamu kurumları olunca buradaki dikkatiniz daha da yükselmeli ve hareketleriniz yüzlerce süzgeçten geçerek icraata dönmelidir.
Siyasi partilerin yazılı olmayan etik kuralları içerisinde, "yöneticilik görevini üzerine alanların, amir konumunda oldukları belediye yönetimlerinin emri altına girmeleri" doğru karşılanmaz. Ancak bu kural nedense hiç uygulanmaz.
Günlerdir devam eden CHP'de taciz iddiaları gündemi meşgul ederken, asıl sorgulanması gereken şeyin, "yönetici konumunda olanların belediye kadrolarına alınıp", buralarda istihdam edilmeleri olmalıdır.
Siyasetin bir yerlere gelmek için basamak olarak kullanılmasının "acı gerçeği" olarak görülmesi gereken bu durumun artık kanıksanır hale gelmesi ise daha trajikomiktir.
"Milletvekili", "Belediye Başkanı" gibi makam sahibi kişilerin kendi hısım ve akrabalarını böylesi işlere yerleştirmesi olağan karşılanmakta ve torpili olmayan sıradan vatandaşların işsizliğe mahkum edilmesine yol açmaktadır.
Sadece bununla kalsa kimsesiz vatandaşa belki de bir iş kapısı açılabilecekken, "Başkan yardımcılarının" , "Müdürlerin" ve hatta "Meclis üyelerinin" akrabaları ballı işlere verilmekte, liyakat aranmamaktadır.
Belediyelerde uygulanan bu yöntemler sayesinde kurum hizmetlerinin yeterince yapılamadığı, şişkin personel sayıları, aynı masaya oturmak için 5 kişinin sıra beklemesine yol açmaktadır. Dolayısı ile vatandaşın hizmet alması da hayal olmaktadır.
Şimdi birlikte düşünelim, bir ilçede yaşıyorsunuz ve orada bir siyasi parti de yönetici konumundasınız. Aynı ilçenin Belediyesine işe giriyorsunuz. Şimdi bu durumda patron kim, işçi kim oluyor? Hadi diyelim bu belli oldu. Peki; burada amir kim olacak? Bir Başkan yanında çalışan bu işçiye emredebilecek mi? O işçi görevini tam anlamıyla yapacak mı? Yöneticiliğe mi vakit ayıracak yoksa işçiliğe mi? Yoksa bankamatik memuru mu olacak?
Haa, bir de Belediyelerin iştirak şirketleri var! Onlarda kimler mi çalışıyor? Kim ararsanız var, Meclis üyesi mi dersiniz, eski veya yeni yönetici mi dersiniz, delege mi dersiniz? Hepsi var.
Hizmet mi? Bakın o meçhul! Bolca ücret var. Salla başını, al maaşını var.
Hani bir deyiş var: "Deveye sormuşlar, boynun neden eğri? Nerem doğru ki!" demiş. Gün gelir düzelirmiyiz? Pandemi sonrası inşallah diyelim. Ölmez de sağ kalırsak!
Kalın sağlıcakla...