Kartal halkı gözünü, kulağını açmış Cumhuriyet Halk Partisinin 38. Olağan İlçe Kongresinin sonuçlarını bekliyor. Adaylar birbirlerine saygılı bir şekilde seçim sürecini yönetirken destekçilerinin arasında ciddi ve kırıcı bir mücadele baş göstermektedir. Başta Kartal’ın ana muhalefet partisi AK Parti olmak üzere bütün partiler de durumu sessiz, sedasız takip etmekteler.
Kapalı kapılar ardında ikna odaları kurulmakta, belediye kendi personelinin maaşını ödeyemediği halde yeni alımlar yapmakta ve delegasyonun oyunu etkilemeye çalışmaktadır. Bu durum eleştirilen ‘Tek Adam’ modelinin tipik ve basit bir örneği gibi çıkıyor karşımıza.
Adayların imkan ve olanakları bakımından adaletsiz bir seçim süreci devam ederken dünün mağdurlarının da yalnızca ekonomik gücün etrafında kümelenip yangına körükle gitmelerini sadece kendi yerlerini ve konumlarını korumak için olduğunu düşünmüyorum. Bu psikolojik bir ezikliğin dışa vurulmuş halidir. Dün partililerine ilçelerin erklerinin belediye odalarından yönetilmemesi için haykıran bireylerin belediyede oda ve mevki sahibi olunca daha da içten daha da fütursuz bir şekilde bir kısmı kendileri sürecin dışında kalmalarına ve mahallelerinde seçilememelerine rağmen insanları aşları ile işleri ve iş bulma vaatleri üzerinden bir tarafa çekmeye çalışmanın değil siyasi insani bir hareket olmadığını da unutmuş durumdalar.
Örgütün iki adayı var. Pek tabi mevcut başkanların devam etme durumunu makul karşılayabiliriz. Hele ki 8 ay gibi bir süre ilçe başkanlığı yapmanın gerek ilçe gerekse parti açısından az bir süre olduğunu düşünürsek Süleyman Uzunok’un adaylığı tabidir. Peki yine Kartal ve Cumhuriyet Halk Partisinin içinde değer olan Mert Polat ile ayrı düşündükleri şey nedir? Asıl soru ve sorun burada gizlidir. İkisi de genç, ikisi de idealist, ikisi de karizmatik ve sevecen bu adayları birbirinden ayıran sebep veya durumlar nelerdir? Birbirlerini gördükleri her yerde selam, sohbet ve hürmeti içtenlikle gösteren bu iki genç aday, neden aynı noktada buluşmuyor ya da buluşturulmuyor?
Geçmiş dönemde CHP içerisinde Kartal Belediye Başkan Aday Adayları içerisindeki en sakin, en birleştirici, en örgüt yanlısı, en parti içerisinde çekirdekten yetişmiş aday adayı olarak bütün afiş, pankart ve billboard’larda bangır bangır yer tutan Kartal’ın evladı Belediye Başkanımız SAYIN GÖKHAN YÜKSEL neden yol arkadaşları Süleyman Uzunok ve Mert Polat ile bir araya gelip bu meseleyi konuşmuyor? Yoksa böyle bir süreç olmasını örgütün evladı olduğunu söyleyen belediye başkanı mı istiyor?
Her iki adayın ve Kartalın siyasi geleceğini ciddi oranda belirleyecek olan 38. Olağan CHP Kartal İlçe Kongresi ayrıştırma ile mi yoksa birleştirme ile mi faydalı olur sorusunun cevabını siz değerli okurlara bırakırken Kartal’ın ve CHP’nin başarısının 3-5 kişinin faydasından daha önemli ve değerli olduğunun da altını çizmeden geçemiyorum.
Sonuç olarak değerli okurlar bu gemi daha çok su kaldırır gibi gözüküyor. Fakat unutulmamalıdır ki bu bir varlık, yokluk savaşı değil ilçe başkanlığı seçimidir. Bayrak tutma yarışıdır. Var olma ya da yok olma aciz kullara ve canlılara ait bir durumdur. Düşünceler ve kurumlar ilelebet yaşayacaktır. Bu da demek oluyor ki bu seçim bayrak yarışı önderliğinden ziyade birlerinin mevcut pozisyonlarının ve siyasi ikballerinin geleceği için bu duruma getirilmiştir. İlginçtir ki Büyük İskender’e, Napolyon’a, Sezar’a, Sultan Süleyman’a kalmayan bu dünya da insanların ne için yaşadığı önemlidir.
Delegelerin ve üyelerinin yıllar sonra tabandan iş ve imkan hatta değer görmesi de bu sürecin güzel tarafıdır. Bunu söylemeden de geçmeyelim. Verilen her şey bir lütuf değildir ve zaten Kartal halkının bu zamana kadar göremese de hakkıdır. Gördüğümüz kadarıyla da delegeler de durumun farkında olarak çıkar ve menfaat ya da cılız bahşişleri ışığında değil vicdan ve parti geleceğini düşünerek tavır göstereceklerdir.
Daha konuşulacak çok konu var. Görüşmek üzere …