2021 yılının ilk günlerini yaşadığımız şu dönemde, en son gündemimiz asgari ücret oldu. Ardından enflasyon oranları belli olunca devletimiz çalışanlarımızı ve onlarla birlikte emeklilerimizi de yine açlığa mahkum eden bir rakam buyurdu. Evinde çocuğu olan ortalama bir ailenin bu komik parayla geçinebileceğini ileri sürenler herhalde aklını yitirmiş olmalılar! Zavallı Türk insanı, sadece ekmek almaya güç yetiremediği gibi, hanesine gelen faturalardan çıldırmak üzere. Özelleştirilen elektrik firmaları faturaları öylesine şişirdi ki, neredeyse kullandığınız kadar, değişik şekillerde kullanmadığınızı da ödüyorsunuz. Bunun adına bakım diyorlar, bunun adına sayaç okuma diyorlar, bunun adına kayıp kaçak bedeli diyorlar, diyorlar da diyorlar.
Pandemi döneminde insanlara bağışıklık sistemlerini güçlendirmeleri için salık veriyorlar. Ama bunu nasıl sağlayabileceklerini anlatmıyorlar. Bağışıklık sistemini güçlendirmek demek iyi yemek demek, vitamin demek, mineral demek, bunlar ekmekte yok ki! Nasıl ulaşsın bu vatandaş onlara? Anlatan yok, yol gösteren yok, yardım eden yok.
Kapanan iş yerleri, işssiz kalan yüzbinler, işleri zaten az olan ama şimdi hepten kesilen işletmeler, Günlük işlerle ayakta durmaya çalışan milyonlar, artık hepsi açlığın pençesinde kıvranıyor. Televizyonlara çıkıp hava atan siyasiler ne yazık ki, durumun farkında ama dikkatleri başka yöne çekip gaz almaktan öteye gidemiyorlar. Hep zengin ülke imajı pompalamakla bu işlerin olamayacağının artık farkına varmaları gerekiyor. Anlamıyorlar, bu millet aç, aç.
Okulların kapalı olmasına sevinen veliler çoğunlukta. Neden mi? Çünkü çocuğuna okul gereci alacak parası yok. Çünkü okula gönderirken vereceği harçlık yok. Çünkü okula gönderirken giydireceği elbise yok, ayakkabı yok. Evinde çocuğunun büyümesine, gelişmesine neden olacak gıda yok. Zaten okul kapalıyken çocuğu ders çalışsın diye bilgisayarı yok, tableti yok. Olsa bile interneti faturası ödenemediğinden kapalı yada zaten o da yok.
Vatandaş bankalara esir düşmüş, icra dairelerinin oyuncağı haline gelmiş, avukatların telefonlarından telef olmuş. Yöneticiler de ise ne gam! Herşey güllük, gülistanlık. Garibanın derdinden kime ne? Varsa, yoksa yapılan yollar, köprüler, varsa, yoksa vergi borçları affedilen koca, koca şirketler. Yahu uyanın bu ülkede sadece bu firmalar yaşamıyor. 83 milyon insan yaşıyor. Biraz da bu insanların borçlarını affedin, bankalara olan borçlarını sıfırlayın. Ne olur yani, Bu Milletin toplam borçlarının tümü affettiğiniz sadece bir şirketin borcu kadar bile tutmaz. Elektriği suyu ucuzlatın. Kiralara fahiş zamlar yapılmasını engelleyin. Olmaz mı? Niye? Siz bu ülkenin sorunlarını çözmeyecekseniz neden yönetici oldunuz?
Koronavirüs tedbirleri de cabası. İnsanlar dışarı çıksa mikroptan ölüyor, evde kalsa açlıktan ölecek. Bu nasıl iştir? Defalarca müracat etmelerine rağmen insanlara bin lira çok görülürken, geçilmeyen köprülere, tünellere dünyanın prası ödeniyor. Bu hak mı?
Kalın sağlıcakla. Herkese mutlu yıllar..